Bazen iki satırlık bir cümle hiç beklemediğiniz ama gerçekte
hep aradığınız kapının ansızın karşınıza çıkmasına neden olabiliyor. Sonra o
iki satırlık cümle size sayfalar dolusu cümleler oluşturuyor beyninizde…
Elif Şafak’ı pek sevmem. Sevmememin nedeni hakkında yazılan
yazılardır. Şahsen kendisini tanımam,
kitaplarından herhangi birini sonuna kadar okumuşluğum da yoktur. Ön araştırmalarını yaptığım birkaç kitabının kısa özet alıntılarını okudum. Birde onunla yapılan bir röportaj ve onun hakkında söylenen sözler kendisine antipati duymama yetti. Bir gün bir televizyon kanalında ismini şimdi hatırlayamadığım bir programda sunucu –onunda adını hatırlamıyorum, programına da ilk defa denk gelmiştim.- sezon finali yaptığını söyleyerek geçmiş konuklarla yapılan söyleşilerin özet görüntülerini veriyordu. Malum bu durumlarda konukların hep can alıcı cümleleri kırpılıp ekrana getirilir. Bunlardan biri de Elif Şafak’tı. Onun o programda söylediği iki satırlık cümle tam odadan çıkacakken geri dönüp cümlenin tamamını dinlememe neden oldu. Eee kadın yazar, elbette yazmadığı zamanlarda söylediği sözlerde etkili anlam taşımalı di mi? Yani gayet normal bir durum. Anormal olan söylediği iki satırlık cümlenin beni damardan yakalaması...
kitaplarından herhangi birini sonuna kadar okumuşluğum da yoktur. Ön araştırmalarını yaptığım birkaç kitabının kısa özet alıntılarını okudum. Birde onunla yapılan bir röportaj ve onun hakkında söylenen sözler kendisine antipati duymama yetti. Bir gün bir televizyon kanalında ismini şimdi hatırlayamadığım bir programda sunucu –onunda adını hatırlamıyorum, programına da ilk defa denk gelmiştim.- sezon finali yaptığını söyleyerek geçmiş konuklarla yapılan söyleşilerin özet görüntülerini veriyordu. Malum bu durumlarda konukların hep can alıcı cümleleri kırpılıp ekrana getirilir. Bunlardan biri de Elif Şafak’tı. Onun o programda söylediği iki satırlık cümle tam odadan çıkacakken geri dönüp cümlenin tamamını dinlememe neden oldu. Eee kadın yazar, elbette yazmadığı zamanlarda söylediği sözlerde etkili anlam taşımalı di mi? Yani gayet normal bir durum. Anormal olan söylediği iki satırlık cümlenin beni damardan yakalaması...
Programı yöneten ve sunan kadın başarısının sırrını soruyor
Elif Şafak’a. Yanıtı; “Birlikte yürüdüğünüz, eşiniz, sevgiliniz, partneriniz vs
her kim ise sizden her zaman kendisinden bir adım geriden yürümenizi istiyor ve
bekliyorsa, sizin ortaya koyduğunuz yeteneklerinizle her fırsatta rekabet
etmekteyse, kadın olarak siz başarılı
olamazsınız. Toplumun daha çok muhafazakar kesimi için geçerli olduğunu
düşündüğümüz bu anlayış aslında yüksek tahsil görmüş, modern, cumhuriyetçi diye
nitelendirdiğimiz kesimde de oldukça yaygın. Yeteneklerini ve yaratıcı yönünü
ortaya koymaya çalışan kadın kendisi ile rekabet içinde olan ve kendisinden bir
adım geriden gelmesini bekleyen biriyle yaşam sürdürüyorsa asla başarılı
olamaz. Çünkü bu durum kadını yıpratır, yeteneklerini ve yaratıcı yönünün gelişimini
köreltir. İşte benim sırrım da eşimin zaman zaman yanına zaman zaman da önüne
geçmeme izin vermesi hem de beni desteklemesinde… “ (pek iki satırlık cümle
değil ama aşağı yukarı öz olarak bunları söyledi Elif Şafak)
Hmm dedim, işte ulaşılmış doğru sonuç bu dedim. Yaşayarak
tecrübeyle sabit olan bir değerlendirme benim için. Ne zamandır farkında
olmadan düşündüğüm ve yanıtını aradığım şeyi söyleyiverdi bir çırpıda. Kapıyı
önüme getirdi. Eee Elif Şafak’ı artık
seviyor musun derseniz en azından sevmiyorum diyemem ama seviyorum da demem.
Dedim ya kadın yazar, yazmadığı zamanlarda sözlerini ve cümlelerini doğru ve
isabetli sarf etmesi çok doğal…
Kıssadan hisseyi benden beklemeyin. Herkes kendi hissesine
düşeni almakta serbesttir….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder