5 Mayıs 2014 Pazartesi

HIRSIZ 23 NİSAN

Başlığı okuyunca şok olmamak elde değil. Siz de mi öyle oldunuz? Madem sayfama geldiniz açıklayayıım o zaman,

Efendim, gerek kültürümüz, gerek tüm dünya düzeninde, gerekse de kendi yaşantımızda önemli günler, tarihler vardır. 23 Nisan, 30 Ağustos, 10 Kasım, 24 Mart, 1 Mayıs, 8 Mart 14 Şubat tarihleri size hemen birşeyler çağrıştırıyor değil mi? Kimi ulusal kimi uluslararası kabul edilen önemli günlerin tarihleri. Bir de özel yaşamımızdaki önemli tarihler var. Doğum tarihleri, evlilik tarihleri (kimileri abartarak tanışma, nişanlanma tarihlerini de aynı önemli kategorisine koysalar da bunlar istisnalardır) ölüm tarihleri gibi. Eee der gibisiniz?

Her yıl bu bizler için önemli bir şeyi hatırlatan bu tarihler geldiğinde topluca veya topsuzca bunun ayırdına varırız. Kutlarız veya hüzünleniriz. Ancak bazen aynı tarihe 2 farklı önemli olay denk gelir. Pek çok kişinin başına gelmiştir bu. Eğer aynı tarihe 2 güzel olay denk gelirse çifte kavrulmuş mutluluk oluyor. Örneğin benim oğlumun doğum günü 14 Mayıs. Hem anneler günü hem oğlumun doğum günü. Anneler gününde aldığım en güzel hediye anne olmak ve dünyalara değişmeyeceğim biricik oğluma kavuşmam. 20 senedir çifte mutluluk örneği. Ama bir de böyle bir tarihe denk gelen hüzünlü bir durum var ki sevgili babacığımın ölüm tarihi en büyük  torunu İpek ile aynı tarihe denk gelmişti. 17 Mayıs. İpek, dedesine çok düşkündü üstelik. Dedesi yani babam öldüğünde 16 yaşıdaydı. 14 senedir doğum gününü kutlayamıyor. Bunun gibi başka örnekler de sizlerin yaşamınızda bulunmaktadır bir şekilde. Kaza yapmışsınızdır tam da bayramın ilk günü veya doğum gününüz 1 Mayıs tarihlidir, 19 Mayıs tarihlidir mesela. 30 Ağustosta doğmuşsunuzdur adınızı da Zafer koymuşlardır. Veya Kadir gecesi doğduğunuzdan adınızı Kadir koymuşlardır. Her zafer bayramında veya kadir gecesinde veya yılbaşında toplu kutlamalara dahil oluverirsiniz çaktırmadan.

http://i563.photobucket.com/albums/ss72/hakanyeler/hirsiz.jpg

İşte benim başlığımda böyle bir durum. Eh anlamışsınızdır zaten bu kadar girizgahtan sonra. Evet sevgili dostlar 23 Nisan günü bana, bize böyle haram oldu ne yazık ki. Tam da bizim Zehra"cığın  biraz hasta olduğu için dışarı çıkamadığı, biz de hem o mutlu olsun hem de günün önemine binaen 23 Nisan önemini şimdiden yaşasın istediğimizden onlara giderek birlikte olalım istedik. Zehracık pek mutlu oldu. 23 Nisan çocuk bayramını kutladık. Bu senin bayramın dedik. Yaklaşık 4 saat birlikteydik kiiii meğer bu 4 saatlik süreçte bizim evle de birlikte olan birileri varmış meğer. Günlerdir atölye haline getirdiğimiz çatı katında tuttuğum bilgisayarımı ve oğlumun yeni aldığı fotoğraf makinasını da o gün eve götürmüştüm.  Sanki bizi gözetliyormuş boyu devrilesice. Hem eşimin bilgisayarını, hem benim bilgisayarımı ve fotoğraf makinasını almış. Yetmemiş evin altını üstüne getirmiş. Keşke yazsaydım "para falan bulursan bana da haber ver" diye.


                                                               http://yenikarikaturler.com/wp-content/uploads/2013/10/hirsiz-karikaturu.jpg

 Tasarım çalışmaları yaptığım için tüm boncukları, kutular içerisindeki çalışma malzemelerimi döküp içinde işine yarar bir şeyler var mı diye bakmış. Tabi polis, tutanak vs işleri yapıldı. Ama gitti giden kalan sağlar bizimdir dedik sonunda. Zaten bir sıkıntı tek başına gelmezmiş üst üste gelirmiş. Bizimki de öyle oldu. Bu yüzden 23 Nisan hırsız sendromunu ne zaman atarım bilemiyorum artık.

Ama en çok neye yandım biliyor musunuz? Bir süredir oğlum bana "anne harici diske bilgilerini kaydet" deyip durdu."

Eğer istersen benim gibi resimlerini ve önemli bilgilerini bulut teknolojisine yükleyelim" dedi. Tamam dedim ama ihmalkar davrandım. Ha bu gün ha yarın diyerek erteledim. Şimdi sonuç elde var sıfır. Emanet bir bilgisayarda bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Hayat devam ediyor. Bu durumdan çıkardığım en büyük ders hiçbir şeyi ertelemeyin. Yapmanız gereken neyse o anda yapın. Benim gibi 7 yıldır biriktirdiği tüm resim, yazı ve önemli dosyalar bir anda buhar olup uçmasın istiyorsanız tedbirinizi alın diyorum.

http://blogimg.radikal.com.tr/Blogs/2013/11/01/hirsiz-5997-E780-B736.jpg

Çok az bir rakam ödeyerek bizim için önemli olan dosyaları, bunlar resimlerimiz, yazılarımız, oluşturduğumuz önemli tablolarımız, bilgilerimiz olabilir, sadece bilgisayarımızda tutmak yerine satın aldığımız bu servis sağlayıcıda tutulabilir. En uygun rakamlı Google ın verdiği hizmet. Üstelik alacağımız alan büyüklüğüne göre bu rakam çok daha uygun olabiliyor. Büyük şirketler bir bir Bulut Sistemine geçiyor. Biz onlar kadar yer kiralamak durumunda değiliz ki. Şu işi iyi bilen birileri çıkıp bu konuda hepimizi iyi bir bilgilendirsin lütfen diyorum hepimiz adına. Kendime ait bir bilgisayara kavuştuğumda tekrar yeni dosyalar oluşturacağım ve ben kesin olarak Google"ın bu hizmetinden yararlanacağım şimdiden söyleyeyim. Fotoğraflar içinde ücretsiz evet ücretsiz saklama hizmeti veren yerler var. Bunları da gerçekleştirdiğimde nasıl yaptığımı isterseniz sizlerle de paylaşabilirim. Hoş profesyoneller zaten böyle yapıyorlar. Ben ve benim gibi kullanıcıılar ise başımııza gelince akıllanıyoruz.

Bu yazıyı burada sonlandırıyorum. Çünkü bu yazıyı yazdığım bilgisayarda yazı yazmak tam bir işkence benim için. Tuşlar çift çift bastığı gibi kimi zamanda hiç basmıyor. Kendi gibi klavyesi de küçücük. Eğer yazım hatalarım falan olduysa artık kusuruma bakmayın diyorum. Tekrar "hırsız boyun posun devrilsin emi! diyorum. Kimsenin canı yanmasın, kimse böyle bir üzüntü yaşamasın desem de kimbilir şu an kimin canı yanıyor ve yanacak. Siz siz olun tedbirli olun. Bana bir şey olmaz demeyin.


Sağlık ve huzur dileklerimle...