Ali Poyrazoğlu, Borusan Oto Dolmabahçe Sahnesi ve 20 farklı
blogger bir araya gelirse ne olur dersiniz? Şahane bir etkinlik olur elbette.
Bumerang sayesinde daha ilkini Ahmet Ümit'le ilgili deneyim gününü yazamadan
bir ikincisine katılma hakkını kazanmak hele de benim gibi acemi, çiceği
burnunda bir blogcu için büyük bir şans diye düşünebilirsiniz. Biraz şans çokça
da cesaret bana göre.
Bu son katıldığım Ali Poyrazoğlu ile Bumerang Deneyim günleri "Fark Yaratan Birey
workshop" etkinliğine katılma imkanı bulmuş olmam fark yaratmış olmamdan dolayı.
Bu güne kadar yazdıklarımız içinde fark yaratan bir yazımızı göndermemizi
istemişti Bumerang ekibi. İşte cesaret burada devreye girerek benim için fark
yarattığına inandığım bir yazımı göndermekle başladı. Yüzlerce bloger arasından
20 blogger elenerek seçilmişti. Bunlardan biri olmak bana fark yaratabilen biri
olduğumu göstermişti.
Etkinliğin olduğu gün sanki tüm yapılacak işlerim,
randevularım, beklenmedik çağrılarım, yetiştirmem gereken alışverişlerim
sözleşmiş gibi bir araya toplandı. Sabah erkenden yollara düştük Seher'le
birlikte. Tek tek sabırla ve zamana karşı yarışarak. Üstelik dondurucu soğuğa
ve yağmura rağmen azimle üstesinden geldik hepsinin. Bir de beklenmedik
sürprizleri atlamadan, ertelemeden zora rağmen hepsini hallettik. Öyle ki bir yerde
durup bir şeyler yemeye bile vaktimiz olmadı. Bir kuru simit hayatımızı kurtardı.
Akşam etkinliğe yetişebilmek adına Eminönü’nde hızlı bir alışveriş temposunda eksik
malzemelerimizi tamamlayarak Seher'i aldıklarımızla birlikte Marmaray'a
bıraktım. Ben de etkinliğin yapılacağı Borusan Oto Dolmabahçe Sahnesinin
bulunduğu Süzer Plaza'ya doğru yola çıktım. Bindiğim tramvaydan Kabataş'ta inip
İnönü stadının yanından yürüyerek yukarı çıktım. Tam stadın bittiği noktada
Süzer Plaza göz dolduruyordu. İlk gelenlerden biri de bendim. Her geçen sürede
yeni bloggerlar aramıza ekleniyordu. Gerçekte bambaşka mesleklerde olan bu
bloggerlarla ortak yanımız elbetteki blog yazarı olmamız ve bu etkinliğe katılma
hakkı kazanmamızdı. Yeni ve farklı bloglar ve blog yazarları ile tanışmak çok
keyifli bir deneyim bana göre. Hemen kağıt kalemle notlar alınmaya başlıyor
veya akıllı telefonlara, tabletlere eklemeler yapılıyor. Hatta sanal ortamda
bloğunu takip ettiğimiz kişinin gerçekte kim olduğunu bu sayede de görmüş
olabiliyoruz. Benim bir önceki etkinlikte böyle bir deneyimim oldu mesela. Bu etkinlikte de başka başka kişilerin böyle bir deneyimi olduğunu
biliyorum.
Hepsi hoş sohbet insanlar, benim gibi yazmayı sevdikleri
kadar konuşmayı, yeni insanlarla tanışmayı seven insanlar olduklarını
rahatlıkla söyleyebilirim. Buradan hepsine; “sizleri tanıdığım için çok mutlu oldum” demek
istiyorum.
Gelelim Ali Poyrazoğlu'na... Yok gelmeyelim önce Borusan Oto
olarak bizleri ağırlayan ekibe çok teşekkür etmek istiyorum. Benim gibi kaç
kişi aç bilaç gününü geçirmişti bilmiyorum ama bizi güzel ikramları ile önce
bir güzel doyurdular onu ifade edeyim. Güler yüzlü personeli her konuda
yardımcı olmaya hazır içten bir tutum sergilediler. Ali bey biraz geç gelince
acaba gelmekten vaz mı geçti diye meraklandık. Ama hava yağmurlu ve İstanbul
akşam trafiğini düşününce gayet normal dedik. Gelir gelmez esprileri ile
ortalığı birbirine kattı.
"Hani bana 20 kişi demiştiniz bu kadar kişi nereden
çıktı?" dedi. Bumerang ekibinden Hilal hanım ve Ahmet bey;
“Burada biz de
dahil 20 blogger var efendim” yanıtı verince;
"Bunların hepsi blogger mı
yani? öyleyse bunların hepsi anarşist" demez mi?
Düşünüyorsam varım
ilkesinden yola çıkarak Yazıyorsam anarşistim ilkesine varmış olduk.
"Haydi toparlanıp peşimden gelin" demesiyle küçük bir sahnesi olan bölüme
geçtik. Ali bey üstünü değişip geldiğinde bizlere ortadaki tüm sandalyeleri boşalttırdı.
Hepsini geriye çektik. Kısa bir konuşmadan sonra hepimizi orta boşluğa alarak
önce nefes kontrolünü, sonra buna bağlı olarak beden kontrolünü bizzat tatbik
ettirerek anlattı ve öğretti. Öncelikle nefesini kontrol eden, buna bağlı
olarak bedenini tanıyarak kontrol edebilen kişi farkını oluşturmada ilk
adımlarını atmış olacağını söyledi. Sonra yazılarımızı hazırlarken nasıl odaklanmamız
gerektiğini hafızamızı nasıl boşaltabileceğimizi, hatırlama tekniklerini, ve
daha bir sürü şeyi anlattı. Bunlardan bir çoğunu zaten yapmaktayım ama bir
profesyonelin ağzından dinlemek ve kendini çek etmek, eksiklerini öğrenmek bulunmaz bir nimet diye
düşündüm.
Ali Poyrazoğlu 1 kelime ile mekan oluşturmanın
provasını yaptırdı gönüllü arkadaşlara. Sonra bir paragraf ile başlayıp farklı
yazarlarla devam eden hikaye oluşumu konusunda prova yaptırdı. Tabi hazırlıksız
olunca sınıfta kalanlar olmadı değil. Epey eğlenceli ve bir o kadar da ciddi
provalardı bunlar. Kısa bir ihtiyaç, nefes alma molasından sonra bizim için
hazırladığı sunum tahtasının başına geçti. Fark yaratan bir bloger nasıl olur
bunun kurallarını yazmış önceden.
"Önce Fikir!" dedi Ali bey.
-Fikir; karışık olanı şaşırtıcı bir sadeliğe
dönüştüren SENTEZDİR.
-Değişim bir defalık değil hayatın bir parçasıdır.
-Geleceği kontrol altında tutmak gerekir, yoksa
başkası geleceği şekillendirir.
-Farklılık yaratmadan başarıya ulaşmak gittikçe olanaksızlaşmaktadır.
Bu günün farklılıkları geleceğim oluşumudur.
-Bu gün için imkansız olanlar yarının
standartlarıdır.
-Fark yaratmak için Vizyonunuz olmalı.
-Usta satıcı plan yapar, plan yapmalısınız.
-Fark yaratmak sebatlı olmayı gerektirir. Sebat
etmelisiniz.
-Hatalarınızdan ders alacaksınız.
-Kendinize, şirketinize, ürününüze inanacaksınız.
Sizin şirketiniz bloğunuz, bloglarınız, ürününüz ise yazılarınız, kitaplarınız.
-Uzman olacaksınız. Uzmanlaşacaksınız. Çok ama çok
çalışacaksınız.
-Kendinizi adayacaksınız.
-Arzulu olacaksınız. Gönülsüz yapılan işten sonuç
çıkmaz biliniz.
-Beyin takımınız olacak.
Ali Poyrazoğlu bu akşam bizlere bir anahtarlık
verdi. Anahtarların nerede saklı olduğunun ipuçlarını anlattı. Bizden ip
uçlarını takip ederek anahtarları tek tek bulup kapıları açmamızı öğütledi. Bu
şekilde bize fark yaratmanın yöntemini, önemini anlattı. Teşekkürler Ali
Poyrazoğlu, teşekkürler Bumerang ekibi, teşekkürler Borusan Oto…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder