Belediye otobüsündeyim. Çok kalabalık değil ama oturacak yer
olmadığından orta kapının orada ayaktayım. Doğal olarak dışarı bakıyorum ama
kafam başka yerlerde. Bir ara trafik durunca bizim otobüste durdu. 1 dakika kadar.
İşte tam o anda kırmızı rengin çekim gücüne kapıldım. Koyu kırmızının cazibesi tam karşımda duruyordu.
Sonra bu kırmızılığın ait olduğu nesneler dikkatimi çekti. 3 adet hem çok özel, hem de oldukça yüksek
arkalıklı tekli deri koltuklar. Hemen karşımdaki dükkanın içinde dükkan kapısının
yanında yan yanaydılar. Nasıl da dikkat çekiciydiler. Alt oturma
kısımları yuvarlak puf şeklinde, arkaları bir kadının gövdesini andırır şekilde omuz kısımları tıpkı bir elbise askısı tasarlanmış sandalyemsi koltukumsu
bir tasarım. Moda evlerinde karşılaşabileceğiniz şıklıkta. Şık ve de kokoş bir
üçlü. Mekanın duvarları aynı kırmızı fayanslarla döşenmiş. Kırmızılar çok vurucu olduğundan diğer renkleri ve
objeleri net gördüğümü iddia edemem ama koltukların tam karşısında bombeli cam
vitrini olan bir tezgahın ucu görünüyordu. Sanki bir sunum tezgahı gibi. İçindekiler görünmüyor haliyle. Sadece camlarını görüyorum. Küçük bir
dükkan burası. En dipte çiçekler var gibi. Bir de bir adam gözüme çarpıyor
ayakta gerilerde hareket ediyor. Otobüs hala bekliyor. Hala zaman varken koltuklardan gözümü
alıp dükkanı keşfetmeye çalışıyorum aceleyle. Muhtemelen şık bir giyim
mağazasıdır diyeceğim ama bu kadar küçük olamaz. Takı falan desem ı-ııh diyorum.
Vitrini böyle olmaz. Ön vitrin olur mutlaka. Böyle kapının dibinde 3 çarpıcı
koltuk? Bunun üzerine dükkanın dış duvarına bakıyorum aceleyle. Gördüğüme
inanamıyor ve bunu mutlaka çekmeliyim diyerek cep telefonumu bulmaya
çalışıyorum cebimden. İşte tam bu sırada otobüs hareketleniyor yavaş
yavaş. Hemen ayarlıyorum ve çekiyorum. Tabi
yakın çekim yapmaya zaman yok. Olduğu gibi çekiyorum otobüs iyice hareketlenirken. Burası bir kasap dükkanı. Evet, evet
bir kasap. O vitrin dediğim yer kasabın camlı vitrin buzdolabıymış. Küçük çünkü mahalle
kasaplarının dükkanlarının büyük olması gerekmiyor. Bu da cadde üzerinde ama yan yana dükkanların arasında kendine yer
bulmuş bir kasap dükkanı. Ancak o kadar dükkan arasından öyle bir sıyrılmış ki görmemek,
fark etmemek imkansız.
Belki bilinçli bir dekorasyon yapıldı belki de bir normalde
moda evinde olması gereken bu koltuklar kelepir fiyata 2. El satıcısından veya elden
çıkarmak isteyen bir tanıdıktan alınıp duvarların rengine de uygun olduğundan
iş görsün diye konuldu. İlki daha akla yatkın gibi. Ama diğer ihtimallerde
mümkün. Sonuç ne olursa olsun reklam ve tanıtım 10 numara olmuş diyorum. Kırmızının
albenisi, absürtlük ve karşınızda küçük bir kasap dükkanı. Arabanızla veya
otobüsle önünden geçerken bir anlık bile bakmanız dikkatinizi çekmesi için
yetiyor. Aslında koltuklara bu kadar takılmayıp dükkana odaklansaymışım dışarıdaki
bez reklamlarındaki et resimlerini bile görürmüşüm. Ama ben o bez reklamları bile
ancak fotoğrafı inceledikten sonra fark ettim. Son anda yakalanmış bir fotoğraf
oldu. Çok acele çekildi ama yine de anlatmak istediğimi görmeniz için yetecek
gibi.
Siz ne dersiniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder