6 Ocak 2014 Pazartesi

Reklamın böylesi… Hem kırmızı, hem kokoş, hem absürt.

Belediye otobüsündeyim. Çok kalabalık değil ama oturacak yer olmadığından orta kapının orada ayaktayım. Doğal olarak dışarı bakıyorum ama kafam başka yerlerde. Bir ara trafik durunca bizim otobüste durdu. 1 dakika kadar. İşte tam o anda kırmızı rengin çekim gücüne kapıldım. Koyu kırmızının cazibesi tam karşımda duruyordu. Sonra bu kırmızılığın ait olduğu nesneler dikkatimi çekti.  3 adet hem çok özel, hem de oldukça yüksek arkalıklı tekli deri koltuklar. Hemen karşımdaki dükkanın içinde dükkan kapısının yanında yan yanaydılar. Nasıl da dikkat çekiciydiler. Alt oturma kısımları yuvarlak puf şeklinde, arkaları bir kadının gövdesini andırır şekilde omuz kısımları tıpkı bir elbise askısı tasarlanmış sandalyemsi koltukumsu bir tasarım. Moda evlerinde karşılaşabileceğiniz şıklıkta. Şık ve de kokoş bir üçlü. Mekanın duvarları aynı kırmızı fayanslarla döşenmiş. Kırmızılar çok vurucu olduğundan diğer renkleri ve objeleri net gördüğümü iddia edemem ama koltukların tam karşısında bombeli cam vitrini olan bir tezgahın ucu görünüyordu. Sanki bir sunum tezgahı gibi. İçindekiler görünmüyor  haliyle. Sadece camlarını görüyorum. Küçük bir dükkan burası. En dipte çiçekler var gibi. Bir de bir adam gözüme çarpıyor ayakta gerilerde hareket ediyor. Otobüs hala bekliyor. Hala zaman varken koltuklardan gözümü alıp dükkanı keşfetmeye çalışıyorum aceleyle. Muhtemelen şık bir giyim mağazasıdır diyeceğim ama bu kadar küçük olamaz. Takı falan desem ı-ııh diyorum. Vitrini böyle olmaz. Ön vitrin olur mutlaka. Böyle kapının dibinde 3 çarpıcı koltuk? Bunun üzerine dükkanın dış duvarına bakıyorum aceleyle. Gördüğüme inanamıyor ve bunu mutlaka çekmeliyim diyerek cep telefonumu bulmaya çalışıyorum cebimden. İşte tam bu sırada otobüs hareketleniyor yavaş yavaş.  Hemen ayarlıyorum ve çekiyorum. Tabi yakın çekim yapmaya zaman yok. Olduğu gibi çekiyorum otobüs iyice hareketlenirken. Burası bir kasap dükkanı. Evet, evet bir kasap. O vitrin dediğim yer kasabın camlı vitrin buzdolabıymış. Küçük çünkü mahalle kasaplarının dükkanlarının büyük olması gerekmiyor. Bu da cadde üzerinde  ama yan yana dükkanların arasında kendine yer bulmuş bir kasap dükkanı. Ancak o kadar dükkan arasından öyle bir sıyrılmış ki görmemek, fark etmemek imkansız.

Belki bilinçli bir dekorasyon yapıldı belki de bir normalde moda evinde olması gereken bu koltuklar kelepir fiyata 2. El satıcısından veya elden çıkarmak isteyen bir tanıdıktan alınıp duvarların rengine de uygun olduğundan iş görsün diye konuldu. İlki daha akla yatkın gibi. Ama diğer ihtimallerde mümkün. Sonuç ne olursa olsun reklam ve tanıtım 10 numara olmuş diyorum. Kırmızının albenisi, absürtlük ve karşınızda küçük bir kasap dükkanı. Arabanızla veya otobüsle önünden geçerken bir anlık bile bakmanız dikkatinizi çekmesi için yetiyor. Aslında koltuklara bu kadar takılmayıp dükkana odaklansaymışım dışarıdaki bez reklamlarındaki et resimlerini bile görürmüşüm. Ama ben o bez reklamları bile ancak fotoğrafı inceledikten sonra fark ettim. Son anda yakalanmış bir fotoğraf oldu. Çok acele çekildi ama yine de anlatmak istediğimi görmeniz için yetecek gibi. 

Siz ne dersiniz?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder