24 Eylül 2014 Çarşamba

BİR SEVDA MASALI...

Canıma, Sevda'ma, kardeşime. Eskimeyen sevgimize... 


Eskiden yeterdim kendime. Artardım bile. Şimdi ne yapsam nafile!

Ve Kim demiş 'can eskimez' diye. Bu can tedirgin tende.


Can da eskimiş. Ben de.


______ Bedri Rahmi Eyüboğlu



                               (İlkokulda ben. Gelinin hemen yanında. Kafasında kocaman beyaz kurdele olan tek kız.)


Bu gün çoştum yine dalgalanıyorum ben modundayım yarına Allah kerim...


Düşüyoruz, kalkıyoruz, dizimiz kanıyor, yüzümüz gülüyor, yine gidip yine düşüyoruz.
Bize çocuk diyorlar bir de.
Bilmiyorlar ki gerçek mutluluk burda.
Düştüğünde kolundan tutup kaldıracak oyun arkadaşların var.
Seninle birlikte eve kadar gelip annenin sana fırçasını atmasına engel olacak kocaman yürekli arkadaşların dostların var.

Bu gün çocuk oldum ben yine. Dün geceden beri çocukluğuma döndüm öyle kaldım. Yıllar öncesinde bıraktığım, ruhumun gizli yarısını buldum dün akşamüzeri.

Sevdam...

ilkokul 3 veya 4 sınıfa gidiyor olabilirim hatırlamıyorum. Onlar 1. katta biz 3. katta bahçeli bir evde oturuyorduk. Benden 1 yaş büyük bir üst sınıfta. İnce telli sarı saçlarını, muzip gülüşünü hatırlıyorum. 4 kız hep birlikte onların evinde kapı pervazlarına tırmandığımızı. En yukarı çıkınca da oradan aşağı sallandığımızı. Bunu hatırlıyorum çünkü en küçük ben olduğum için çelimsiz kollarım, parmaklarım taşıyamamıştı beni malum ... üstü düşüvermiştim güm diye. Ne çok korkmuştuk, ağlamıştım yaşlarla. Sarılmıştı sımsıkı, benimle birlikte üzülmüştü. Ablalarımıza fırça atmıştı sizin yüzünüzden düştü diye. Bunu hiç unutmadım bunca yıldır. Sessiz sakin ama bir o kadar sıcaktı benim Sevdam. Merhametli, ince düşünceli ve hassas...  

Sonra onlar gittiler hep birlikte başka bir şehre. Denizi olan bir şehre Deniz'i de yanlarına alarak. Biz denizi olmayan yerde yaşamayanlardanız. Deniz de biz kızların en küçüğüydü. Tekne kazıntısı Burak'tan önce. Deniz ile benim küçük maceralarım var yaşanmış. Güzel ve özel anılar oldu hep benim için.

Bizim ilk okul ile evimizin olduğu yer arası yaklaşık 1,5 km kadardı. Cami de hemen okulun yakınında. Öyle her mahallede cami yoktu o zaman. Yaz tatillerinde bir heves camiye Kur'an öğrenmeye giderdim. Ama hep elifba da kalırdım ne hikmetse. Hoca bir gelir bir gelmez biz de cami içinde koştur koştur halde olurduk. Maksat eğlenmek olurdu. Deniz henüz okula gitmiyordu veya 1. sınıf olabilir hatırlamıyorum. Aynı apartmanda oturmuyorduk artık onlar göl kenarında daha yüksek bir apartmana taşınmışlardı. Bana beni de götürür müsün camiye demişti. Ben çocuk, o daha da çocuk.... Ben her sabah evden çıkıyor, önce tren yolunu aşıp göl kenarına gidiyor Deniz'i alıyor sonra birlikte tekrar tren yoluna çıkıp oradan 1,5 km okulun oraya gidiyorduk. Yine birlikte dönüyor önce onu evine bırakıyor sonra kendim eve gidiyordum. Bir yaz böyle gittik geldik. Ne annesi ne annem demediler ki “aman çocuklar siz tek başınıza nasıl gidip gelirsiniz? Kızım sen bu küçücük çocuğa sahip çıkabilir misin? Tamam dediler, gidin, dikkatli olun...
Ablaydım ben. Sevdam benim kankardeşimdi. Deniz de kankardeşimin kardeşi...

Siz kankardeşliği bilir misiniz? Duymuşsunuzdur, hatta belki içinizde kankardeşliği yapmış olanlar da vardır. Biz Sevda'm ile gizlice kimse görmeden kankardeşi olmuştuk. Nasıl mutlu olmuştum. O da olmuştu. Kankardeş olduğumuzdan bu yana 39 yıl geçmiş dile kolay.

Sonra onlar göl kenarındaki o evden denizi olan şehre gittiler ve orda kaldılar. Ben de denizi olmayan bir şehre gittim ilkokulu bitirdiğimde. Ama ben tek başıma gittim onlarsa hep birlikte. Yatılı okul şubat tatillerinden birinde İstanbul'a eve gitmek yerine bu tatil ben kankardeşime gideceğim deyip yola çıktım. Beni özleyen annem ve ablam da İstanbul'dan kalkıp denizi olan şehre geldiler beni görmek için. 15 gün rüya gibi geçti. Bir daha yıllar sonra gittim 2 kez. Sonra rüzgarın önünde savrulduk durduk. Daha doğrusu o hep oradaydı ben savruldum bir o yana bir bu yana. Ama hep yüreğimde, yüreğimin bir kenarında gizli bir yerinde sakladım sımsıkı Sevda'mı. Taki dün izine rastlayıncaya kadar. Şimdi saklı bohçalardaki o gizli hazinelerimi açtım bir bir. Döktüm orta yere tüm birikmişlerimi. Çocuk oldum, kardeş oldum, kankardeş oldum. Sevda oldum sevdam oldum. Kusura bakmayın biraz ağlamaklı oldum. 25 yıl önce son kez gördüğümden bu yana birikmişlerimi böyle umarsızca ortaya sermek, olduğu gibi, düşünmeden içinden geldiği gibi aktarmak bu yazdıklarım... Noktasını virgülünü değiştirmeden, yazdığım gibi, okuduğunuz gibi... 

Bahar yüzlü kardeşim, hoş geldin, sefalar getirdin...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder